Gençlik Politikaları Başkanlığı

“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı“ Hakkında TBMM'de Basın Toplantısı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı“ Hakkında TBMM'de Basın Toplantısı

23 Nis 2021

23 NİSAN MECLİS ÖZEL KONUŞMASI


Sevgili basın mensupları, ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarımız, bugünün ve geleceğimizin teminatı sevgili çocuklarımız, sizleri en içten duygularım ile selamlıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 101. Kuruluş yıl dönümü olan bu anlamlı günde tüm vatandaşlarımızın Ulusal Egemenlik Bayramı’nı ve tüm dünya çocuklarının da Çocuk Bayramı’nı kutluyorum. İçinde bulunduğumuz hal ve koşullar ile Çocuklarımızın mutlu geleceği için yapılması gerekenler hakkında görüş ve kanaatlerimi beyan edeceğim.

Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği çocuk bayramımız da olmasa inanın üzülerek ve içim acıyarak ifade etmek istiyorum ki çocuklarımız hiç hatırlanmayacak bir duruma gelmiştir. Çocuklarımız son dönemde hangi şartlarda eğitim alıyor? Nasıl besleniyor? Çocuklarımıza gelecek anlamında ne gibi fırsatlar sunuluyor? Dünyadaki akranlarıyla nasıl rekabet edecekler? Bunlar hakkında en ufak bir olumlu tablo çizilemiyor. Mevcut yönetim döneminde apartman daireleri arasındaki 100m2’lik dershaneler okula dönüştürüldü. Peki sonuç ne oldu? Çocukların koşup oynayacağı bahçeleri yok! Beden eğitimi dersi yok! Resim ve müzik eğitimi yok! Laboratuvarları yok! Bilgisayar odaları yok! Çocuklarımız doğayı, bedenini tanımıyor. Bu şartlarda ruh ve beden sağlığı görmezden gelinen çocuklarımız nasıl geleceğimize ışık olacak? Bu ekonomik krizde çocuklarımız ne yiyor ne içiyor? 10 yıl önce kişi başına düşen milli gelir $10.800 olduğu dönemde, maddi durumu kötü olan ailelerin çocuklarının televizyon karşısında izledikleri çikolata ve bisküvi reklamlarından sonra anne-babalarına dönerek canlarının çektiği bu yiyecekler için ailesine isyan eden çocukların derdiyle dertlenenler siyasetçiler şimdi kişi başına düşen milli gelir $8.600’a gerilediği bu dönemde neden çocuklarımızdan bahsetmiyor. Çocuklarımızın bolluk içinde yaşamadığı kesin. Bu vahim durum aslında çocuklarımızın seçim malzemesi olarak görüldüğünün de apaçık kanıtıdır. Çocuklarımızın son dönemde yaşadığı değişim ve gerileme sadece bunlarla sınırlı değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde ortaya koyduğu ve kendi çocuklarına sunduğu bir doktrin vardı. O da şuydu; Anadolu’nun herhangi bir yerinde doğan çocuk büyüdüğünde dünya olimpiyatlarında altın madalya alma hayali kurabiliyordu. Ya da dünyada ünlü bir mimar olabilme, ya da dünyaca ünlü bir bilim insanı olabilme hayali ile geleceğe dört elle sarılıyordu. Yani bir umut vardı. Hayal vardı. Cumhuriyetimizin en büyük değerlerinden biriydi bu. Şimdi söylesenize 100m2’lik yıkık dökük, niteliksiz ve niceliksiz binalardaki çocuklarımız silikon vadisinden farksız uzay üssü gibi okullarda okuyan gelişmiş ülkelerin çocuklarıyla nasıl rekabet edecekler? Kritik durum şudur ki, artık çocuklarımız hayal kuramaz hale geldi. Eğitimdeki fırsat eşitsizliği derin bir uçurum haline gelmiştir. Bu milletin çocuklarını görülen reva bu mu?

Bakınız 2021 yılında yaşıyoruz. Bu dönemde dünyadaki gelişmiş ülkelerin en büyük gelirini bilişim ve teknoloji sektörleri oluşturmaktadır. Dünya’nın en zengin insanları kahir ekseriyetle bilişim ve teknoloji şirketi sahipleridir. Bilişime ve teknolojiye yatırım yapılmayan ülkelerin durumu ortadadır. Çocuklarımız yeterli bilgisayar alt yapısına, internete, hatta internet hızına, lisanslı programlara, yazılım ve tasarım eğitimlerine sahip olabiliyorlar mı? Peki ya sürekli değişen müfredatlar, hatta ve hatta son gün değişen sınav sistemleri… Birbirimizi kandırmayalım. Mevcut yönetim döneminde nesillerimiz kendi çaba ve kaderine terk edilmiş, çocuklarımıza yazık edilmiş, potansiyelleri ziyan edilmiştir. Ülkesinde değer göremeyen, imkân sağlanamayan,

üzerine düşülememiş nesiller yarın başka ülkelerde hayallerini gerçekleştirme amacıyla ülkelerini terk ettiklerinde, hem ciddi bir kaynak kaybediyoruz. Hem de mevzi kaybediyoruz. Mevcut yönetim, bu uygulamalarıyla beyin göçünü engellemeye mi çalışıyor yoksa tam tersi destekliyor mu. Akılla izahı gerçekten güç.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet iradesini temsil eder, onun üstünde güç olmamalıdır. Çünkü bu ülkenin çocukları daha iyi daha mutlu bir Türkiye’de yaşamayı hakkediyor. Bedri Rahmi EYÜBOĞLU’nun ÜÇ DİL şiirinde “Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun…” diyor. Bizim bu otobüsü hızlıca yakalayıp ötesine de geçmemiz için her alanda işi ehline teslim etmek gerekiyor. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak emaneti teslim almak için biz hazırız. Şunu çok iyi biliyoruz ki ancak mutlu çocuklar, ülkelerini de mutlu ederler.

Hepinize çok teşekkür ederim.

Doğa ŞANLIOĞLU

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı

Gençlik Politikaları Başkanı


  • İLGİLİ ETİKET:
  • #TBMM
  • #23NISAN

SONRAKİ HABER

DEVA, sporculara sahip çıktı ‘Muafiyet, tüm sporcuları kapsamalı’

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

23 Nis 2021